TR
  • English
  • Türkçe
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • Deutsch
  • Français
  • español, castellano
  • yaylalar Güneydoğu Anadolu

    Türkiye

    Güneydoğu Anadolu Bölgesi hakkında
    • Eğer deniz,kum, güneş tatillerinden uzaklaşmak istiyorsanız; Türkiye'nin daha geleneksel tarafı tam da size göre!
    • Miladın çok daha öncesinden, çok eski zamanlardan beri bir medeniyetler beşiği.
    • Göbekli Tepe'deki son keşifler, erken insan yerleşimlerinin tamamen yeniden değerlendirilmesine yol açtı.
    • Güçlü Fırat ve Dicle nehirleri burada yükselir.
    • Mardin ve Midyat'taki Süryani manastırlarında hâlâ Aramice ilahiler okunur.
    • Bölgede yazlar uzun ve kuraktır. Bölge verimli topraklara sahip olduğundan, yerel mutfaktan lezzetleri tadarken en iyi kebap ve sebzelerin günlük hayatın bir parçası olmasına şaşırmayacaksınız.

    Gaziantep

    Gaziantep’ten 30 kilometre uzaklıktaki Sof Dağı Yaylası’na zorlu bir yoldan ulaşılır. Buna rağmen yaylada elektrik ve su hizmetleri vardır.

    Yukarı Mezapotamya’nın saklı şehri olarak bilinen Siirt, taşıdığı izleri yüzyıllardır korumayı başarmış Cizira Botan’ın sarp kayalıklarını kendine duvak yapan bir gelin gibidir. Siirt adını bir aşk hikayesi süsler.

    Oymak beylerinden birinin güzel bir kızı vardır. İstemediği, sevmediği birine verirler onu. Kızın gönlü ise yaylalarda sürülerini otlatan Ali adında bir çobandadır. Kız bir obadan diğer obaya gelin giderken, Siirt’in bulunduğu alanda içli, yanık bir kaval sesi tüm yaylayı ayağa kaldırır. Bu ses, Çoban Ali’nin kavalından gelmektedir. Kız, bir an duvağını kaldırır, atın üzerinden sesin geldiği yere doğru var gücüyle haykırır:

    Seğirt Ali! Seğirt! Koş gel Ali! Al götür beni… Bu dokunaklı yakarmadan sonra bir toz, bir duman, bir fırtına kopar, gelin alayı darmadağın olur. Çoban Ali kır atının üzerinde dörtnala koşar gelir, yavuklusunu terkisine atar. Kaybolur uçsuz bucaksız yaylalarda, onlar ererler muradına...

    Bir süre sonra gelin alayının dağıldığı yerde bir oba kurulur ve adına Türkçe’de “koş” anlamına gelen “Seğirt” derler. “Seğirt” zamanla Siirt’e dönüşür.